“İlla bir şey özelleştireceklerse TRT’yi özelleştirsinler”

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, AKP hükümetinin özelleştirme politikasını eleştirdi. ETİ Seydişehir Alüminyum Fabrikası 3,5 milyar dolarlık taşınmaz değeriyle Cengiz Holding’e satıldı. Hüseyin Baş, 'Bu devleti özelleştirtmeyeceğiz, bu ülkeyi de özerkleştirtmeyeceğiz' dedi.

Haber Giriş Tarihi: 10.12.2024 14:39
Haber Güncellenme Tarihi: 10.12.2024 14:39
https://www.ortamhaber.com

-İlla bir şey özelleştireceklerse TRT’yi özelleştirsinler -ETİ Seydişehir Alüminyum Fabrikası 3,5 milyar dolarlık taşınmaz değeriyle 300 milyon dolara Cengiz Holding’e satıldı -Pizza satar gibi adam milletin malını satıyor, madenini satıyor -Bu devleti özelleştirtmeyeceğiz, bu ülkeyi de özerkleştirtmeyeceğiz -Önce kendi altınına sahip çık,  bırak oradan altın kaçırmayı, senin altınını kaçırıyorlar umurunda değil

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş AKP hükümetinin özelleştirme politikasını eleştirdi. Ankara’da konuşan Hüseyin Baş, “Pizza satar gibi adam milletin malını satıyor, madenini satıyor. Biz Bağımsız Türkiye Partisi olarak bu devleti özelleştirtmeyeceğiz, bu ülkeyi de özerkleştirtmeyeceğiz” dedi.

Hüseyin Baş şunları söyledi;

“Özelleştirme, Bağımsız Türkiye Partisi olarak bizim amiyane tabirle söyleyelim en kıl olduğumuz iş.  2002'den bugüne kadar yüzlerce firma kapatılmış ve özelleştirilmiş, milyonlarca metrekare toprak yabancılara ve yerlilere satılmış, devletin toprağı satılmış. Bütün bunlardan devletin kasasına giren para ne kadar biliyor musunuz arkadaşlar 62 milyar dolar. Türkiye'nin şu anda yıllık Gayri Safi Milli Hasılasının yani her yıl ürettiği ürün ve hizmetin yüzde 15'ini ciro yapmış bütün sattıklarıyla. Rakamı görünce şok oldum ve ‘Ceketimi assam daha çok ciro yapardım’ dedim. Bunun için tüccar olmaya da gerek yok. Bu özelleştirme furyası 1986’da Özal ile başladı. 1986’dan beri Türkiye'nin kasasına özelleştirmelerden 71,5 milyar dolar girmiş. 71.5 milyar dolar için yüzlerce fabrikamız kapatıldı, on binlerce insanımız işsiz kaldı, milyonlarca dönüm arazi satıldı, yüzlerce köy boşaltıldı, yüzlerce ilçe büyük şehirlere akın etti.

“İlla bir şey özelleştireceklerse TRT’yi özelleştirsinler”

Şu anda yeni özelleştirmelerin yolunu arıyorlar. İlla bir şey özelleştireceklerse TRT’yi özelleştirsinler. Kredisini de devlet bankasından versinler ilk taliplisi de benim ama yapmaz. Niye yapmaz? O fabrikaların kârı milletin ama TRT’nin propagandası iktidarın. Aslında ne oldu biliyor musunuz, her yeri özelleştiren iktidar döndü dolaştı devletin yayın organını kendine özelleştirdi, siyasetine özelleştirdi.

“Özelleştirmeler iki şekilde yapıldı”

Özelleştirmeler iki şekilde yapıldı. Bir zarar ediyor diye yapıldı. Yahu zarar eden firmayı almak için millet sıraya giriyor, ortak olmak için, onu satın almak için sıraya giriyor. Buna 5 yaşındaki çocuğa bile inandırabilir misin, böyle bir şey olabilir mi, nasıl bunun gerçekliği olabilir? Bu mümkün değil. Firmalar, ‘zarar ediyor’ diye satıldı veya TEKEL gibi, SEKA gibi, Sümerbank gibi bir sürü varlığımız kapatıldı. Bunlar size ufak gelmesin, bunlar Türkiye'de yüzü aşkın fabrikası olan işletmeler. Bu işletmelerde on binlerce, yüz binlerce insan çalışıyordu. 

“Biz özelleştirme karşıtlığımızı ortaya koyduğumuz zaman…”

Biz özelleştirme karşıtlığımızı ortaya koyduğumuz zaman, ‘Bu atıl kapasitede kalmış, ürettiği ürünler bir işe yaramayan, modası geçmiş firmaların niye kapatmasına karşısın. Bunlar külfet’ diyorlar. Yahu, kardeşim sen daktilo üretiyordun da ben sana ‘Niye hala daktilo üretiyorsun’ demedim. Ben diyorum, ‘Sen daktilo üretiyordun, azıcık akıl koyup da klavye üretmeye başlasaydın bütün dünyaya satardın’ diyorum.

“ETİ Seydişehir Alüminyum Fabrikası 3,5 milyar dolarlık taşınmaz değeriyle 300 milyon dolara Cengiz Holding’e satıldı”

Tarım topraklarımız, altın madenlerimiz, aklınıza ne kadar zenginlik geliyorsa başkalarına peşkeş çekilmiş. Bir tane örnek vereyim; ETİ Seydişehir Alüminyum Fabrikası 1 milyar dolar değerinde gayrimenkulü İle, 1,5 milyar dolarlık alüminyum rezervi ile, 1 milyar dolar değerindeki limanı ile beraber toplam 3,5 milyar dolarlık taşınmaz değeriyle 300 milyon dolara Cengiz Holding’e satıldı. Değerinin onda birine Cengiz Holding'e satıldı yetmedi madenin hemen yanındaki 1 milyar dolar değerindeki Oymapınar Barajı da promosyon olarak verildi. Sanki Pizza satıyor!  Pizza satar gibi adam milletin malını satıyor, madenini satıyor. Şimdi güzel kardeşim biz buna itiraz etmeyeceğiz de neye itiraz edeceğiz. 

“Çayırhan Ankara'nın 1 milyon hanesinin elektrik ihtiyacını karşılayacak kapasitede”

Çayırhan kömür madenine ve termik santraline gittik. Bakın Çayırhan'daki termik santralden üretilen elektrik Ankara'nın 1 milyon hanesinin elektrik ihtiyacını karşılayacak kapasitede. Bunu ben uydurmuyorum, girin internet sitesine orada yazıyor. Oradan üretilen elektrik 1 milyon hanenin tükettiği elektriğe denk ve Türkiye'de onun gibi onlarca santralimiz mevcut. Bunların tamamı özelleştirildi.

“Bu devleti özelleştirtmeyeceğiz, bu ülkeyi de özerkleştirtmeyeceğiz”

Neyi özelleştiriyorsun? Vatandaşa bedava elektrik verebilecekken yandaşının veya yabancının cebini doldurmak için enerjiyi özelleştiriyorsun. Enerji nedir arkadaşlar? Enerji stratejik bir sektördür. Yarın herhangi bir olay olduğunda adam şarteli kapatsa göz gözü görmez, enerji dediğin budur. Adamlar bunu özelleştiriyor. Ederinin onda biri parasına stratejik bir kurumu başkasına veriyor. Biz Bağımsız Türkiye Partisi olarak bu devleti özelleştirtmeyeceğiz, bu ülkeyi de özerkleştirtmeyeceğiz. 

“Hükümetin ortağı partinin vekilleri Dubai'den altın kaçakçılığı yapıyor. Sen önce kendi altınına sahip çık”

Yabancılara ve yandaşlara ağırlıklı olarak yabancılara peşkeş çektikleri altın madenlerinden sadece 2020 yılında adamlar beyan esasına göre belki de kazandıklarının onda birini beyan ettiler, beyan esasına göre 12 milyar dolar kâr etmişler. Sonra hükümetin ortağı partinin vekilleri Dubai'den altın kaçakçılığı yapıyor. Oğlum önce kendi altınına sahip çık,  bırak oradan altın kaçırmayı, senin altınını kaçırıyorlar umurunda değil. Milliyetçilik nerede? Böyle milliyetçilik mi olur? Milliyetçilik dediğin toprağın üstünde yaşayan vatandaşına sahip çıkmak, toprağın üstünde çıkan ürüne sahip çıkmak, toprağın altındaki madene sahip çıkmak değil mi? Nerede milliyetçilik? Bu ülkede kim ‘dindarım’ dediyse ve onun siyasetiyle bir yere geldiyse dine en büyük zararı o verdi. Kim ‘milliyetçiyim’ dediyse o milliyetçilik üzerinden bir siyaset yapıp bir yere geldiyse Türk milletine en büyük zararı o verdi ve üzülerek söylüyorum kim ‘cumhuriyetçiyim’ dediyse ve bunun üzerinden siyaset yaptıysa cumhuriyetçiliğe de, devletçiliğe de, halkçılığı da, inkılapçılığı da en büyük zararı o verdi.”