-BTP lideri Hüseyin Baş Bursa il kongresinde konuştu

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Bursa İl Kongresinde konuştu. AK Parti'ye eleştirilerde bulundu, "Ronaldo'yu getirseniz iktidarda kalamazsınız" dedi. Baş, muhalefete %50 olarak birleşme çağrısı yaparken, enflasyon ve ekonomi için "Milli Ekonomi Modeli" önerdi.

Haber Giriş Tarihi: 24.02.2025 12:43
Haber Güncellenme Tarihi: 24.02.2025 13:20
Kaynak: -BTP lideri Hüseyin Baş Bursa il kongresinde konuştu
-BTP lideri Hüseyin Baş Bursa il kongresinde konuştu

-Muhalefete çağrı: İktidara karşı “Sen yüzde 50 isen, biz de muhalefet olarak yüzde 50’yiz” demeliyiz.
-Mesut Özil'i değil, bugün Ronaldo'yu ya da Messi’yi getirseniz, yine de iktidarda kalamazsınız.
-Ülkemizde enflasyon harcayamadığımız için yükseliyor.
-Çözüm önerisi: Milli Ekonomi Modeli
-BTP lideri Hüseyin Baş Bursa il kongresinde konuştu

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin 9. Olağan Bursa İl Kongresi'ne katılım gösterdi.
Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleşen kongrede Zeki Garaçoğlu, Bursa İl Başkanı olarak seçildi.
Kongre yoğun bir katılımla gerçekleşti ve tüm partililer, coşkulu anlar yaşayarak birlikte marşlar söyledi.
Kongrede konuşan BTP lideri Hüseyin Baş, gündeme dair dikkat çekici değerlendirmeler yaptı.
BTP liderinin konuşmasından bazı başlıklar şunlardır:

AK Parti’ye Mesut Özil yanıtı

Alman milli futbolcu Mesut Özil'in, yerli ve milli olarak tanımlanan AK Parti'nin MKYK’sına katılımı gerçekleşmiş. Bu şekilde bir toplumsal mutabakat oluşturmaya ve bunu halka sunmaya çalışıyorlar. Reklamlarla toplumun geniş katmanlarına ulaşmayı hedefliyorlar; sanatçılar, sporcular ve farklı kesimlerden kişiler ile bir güç algısı yaratma çabasında olduklarını anlatıyorlar. Ancak bu durum iktidardaki partinin erime sürecinde olduğunun göstergesidir. AK Parti'ye şöyle söylemek lazım: “Mesut Özil’i değil, Ronaldo’yu ya da Messi’yi getirseniz dahi, artık iktidarda kalamazsınız.”

Muhalefete % 50 çağrısı

Günümüzde iktidar, muhalefete şöyle sesleniyor: ‘Ben yüzde 50’yim, siz ise 3’sünüz, 5’siniz, 7’siniz, 10’sunuz, 25’siniz. Yani parçalanmış halde bulunuyorsunuz ve toplamda bir yüzde 50 kadar etkili değilsiniz’ gibi bir izlenim sunuyorlar. Bu nedenle bize düşen, bizim de çıkıp, “Sen yüzde 50 isen, biz de kalan yüzde 50’yiz” diyebilmemizdir. Şu klasik cümleyi kullanmayacağım, ‘Görüşlerimiz farklı olsa da’ demeyeceğim. Aslında hangi görüşümüz farklı? Bunu masaya yatırmalıyız. Hepimiz Atatürkçü müyüz? Evet. Hepimiz laik, demokratik, Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devletini savunanlar mıyız? Evet. Hepimiz bu ülkenin kaynaklarının kötüye kullanılmasına karşı mıyız? Evet. Hepimiz yoksulun yanında mıyız? Evet. Hepimiz Türk milletinin kardeşliğini savunuyor muyuz? Evet. O halde farkımız ne olabilir? Her şeyimiz aynı değil mi? Ben bu kalabalığın önünde tüm Türkiye siyasetine şöyle sesleniyorum: Ben Hüseyin Baş. Bağımsız Türkiye Partisi’nin tüm organlarından yetki almış biri olarak, demokrasi adına konuşan genç kardeşiniz olarak diyorum ki: Bu düzenin değişmesi, daha demokratik hale gelmesi, Atatürkçü bir bakış açısına ulaşması için her zeminde uyum sağlamaya söz veriyorum. ‘Aa işte bir şeyler yapmak istiyor’ diyebilirler, hayır. Haklı mücadelemizi tek başımıza bile kalsak sürdürme kararlığında olan siyasi bir oluşumda yer aldığımı bilen biriyim.

Elitaş’ın açıklamaları ve ‘Para verince enflasyon olur’ söylemi

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş bir açıklama yaparak, emeklilere 10 bin lira daha verirsek, tasarruf etmez, harcıyor dedi. Şimdi bütün muhalefet buna karşı çıkıyor ama biraz düşünelim. ‘Çok para verirsen enflasyon olur’ demek ile Elitaş’ın söylediği arasında ne fark var? Aynı şeyi ifade ediyor. Elitaş bunu muhalefete yakınlaşmak için söylüyor. Çünkü ifade ettiği şey, yıllardır ‘vatandaşa para verirsen enflasyon olur’ düşüncesinin bir başka versiyon açıklamasıdır. Biz de yıllarca hep şunu savunduk: Bu millete para verirsen enflasyon olmaz. Çünkü bu millet harcama yaptığında enflasyon oluşmuyor. Bu millet harcama yapamadığı için enflasyon artıyor.
Bu kavramları iyi anlamalıyız. Sayın Elitaş'a şöyle demek isteriz: Bu milletle dalga geçmeyin. Yeter. Bu ifade dalga geçmektir. Fakat bu noktada AK Parti’nin yaklaşımını eleştiren muhalefet de geçmişte aynı düşünceyle hareket etti, bunu da bilmemiz gerekmektedir.

Çözüm: Milli Ekonomi Modeli

Bu ülkede muhalefet ekonomiyi düzeltecek bir formüle sahip değildir. Kim bu formüle sahip? Elinde Milli Ekonomi Modeli olan Bağımsız Türkiye Partisi sahip. Çiftçiyi ve hayvancılığı destekle, sattığın ürünü geri satın al, devlet kontrolündeki fabrikaları yeniden millileştir, devlet eli ile özel sektörü destekle, vatandaşın cebine para girmesini sağla, bilim ve teknolojiyi takip et, hukuka dayalı ol ve ekonomik sorunları çözüme kavuştur. Bu kadar basit. Ancak burada dikkat edilmesi gereken incelikler ve ayrıntılar var. Nedir bunlar? Devletleşmek gerekiyor. Bu birçok kişiyi rahatsız ediyor; örneğin, Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD). Neden? Çünkü devletle rekabet etmeleri gerekecek. Yanlış anlamamalıyız, Milli Ekonomi Modeli’nde devlet, yatırım politikalarında özel sektörle rekabet etmez. Bilakis özel sektörü ve dar gelirli vatandaşı desteklemeyi amaçlar.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
ortamhaber.com En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.