İYİ PARTİ GENEL BAŞKANI MÜSAVAT DERVİŞOĞLU TBMM GRUP TOPLANTISI’NDA;

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM'de 2024 yılının ilk grup toplantısında konuştu. Dervişoğlu, Türkiye'nin geleceği ve Cumhuriyet değerlerine bağlı olunması gerektiğini vurgulayarak, Türk Milleti'nin birlikte mücadeleye davet edildiğini söyledi. BUGÜN tarihsel göreve dört elle sarılmanın gerekliliğine işaret etti.

Haber Giriş Tarihi: 08.01.2025 14:43
Haber Güncellenme Tarihi: 08.01.2025 17:01
Kaynak: İYİ PARTİ GENEL BAŞKANI MÜSAVAT DERVİŞOĞLU TBMM GRUP TOPLANTISI’NDA;
https://www.ortamhaber.com
İYİ PARTİ GENEL BAŞKANI MÜSAVAT DERVİŞOĞLU TBMM GRUP TOPLANTISI’NDA;

İ

Yİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu TBMM’de 2024 yılının ilk grup toplantısında konuştu.

“ASIL GÖREVİN ADI : “TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’Nİ BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİNE HAZIRLAMAKTIR”

 

Bütün bir 2024 yılının acı tecrübelerle geçtiğini, iktidarın vatandaşa karşı hiçbir vaadini yerine getirmediğini,  ne yasal, ne anayasal ne insani ne de vicdani hiçbir vazifesini umursamadığını söyleyerek konuşmasına başlayan Dervişoğlu;  “Acılara kör, çığlıklara sağır kaldılar… Bu sessizliğin hayra alamet olmadığını, 85 milyondan esirgenen şefkat elinin, yine 85 milyondan esirgenen umut hakkının,

22 Ekim’de terörist başına verilmesiyle hep birlikte tecrübe ettik. Bugün yaşadıklarımız ne yenidir ne de bir paradigmadır. 22 yıl önce Uluslararası lobiler tarafından Erdoğan’a teslim edilen daimi görevin vadesi gelmiş aşamasıdır. Asıl görevin adı : “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Büyük Ortadoğu Projesine hazırlamaktır.” Bunun için Türk Milletinin hem milli hem de bireysel kodlarını değiştirmektir. Bu yolda Cumhuriyet kurumlarını çökertmek, hukuki ve ekonomik yapıyı da buna uygun hale getirmektir” ifadelerini kullandı.

“BU ÜLKEDE YAŞAYAN HERKES, ANCAK BİR APARAT OLARAK KULLANILABİLİRSE, İKTİDARIN TAKDİRİNE MAZHAR OLABİLİRDİ”

 

Adına ısrarla “kürt sorunu” dedikleri mevzunun kullanıldığını belirten ve bir kuralın hiç değişmediğini belirten Dervişoğlu;  “Hiç kimse Kürde, bir vatandaş ve fert olarak nasılsın, derdin nedir diye sormadı. Çünkü onlar için, herhangi bir vatandaşın sorunu ne kadar önemliyse, Kürdün sorunları da ancak o kadar önemliydi. Çünkü bu ülkede yaşayan herkes, ancak bir aparat olarak kullanılabilirse, iktidarın takdirine mazhar olabilirdi. Kimse onlara, “Karnın tok mu? Sırtın pek mi, işin gücün var mı?” diye sormadı. “Çocuğun okula gidebiliyor mu? Sağlık hizmeti alabiliyor musun?” diye bakan olmadı. “Gelecekten ne istiyorsun; ne bekliyorsun?” diye dinleyen de olmadı. Elbette sormazlardı dinlemezlerdi hatta görmezlerdi. Çünkü zaten kimseye sormuyorlar, kimseyi dinlemiyorlar, kimseyi görmüyorlar. Kimsenin hayat derdini çözmüyorlardı. Hayat derdini çözmedikleri, çözemedikleri ve asla da çözmeyecekleri için, kimlik sorunlarını ve kimlik çözümlerini her gruba havuç diye gösteriyorlardı.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

“İKTİDARIN CUMHURİYETİMİZİN MİLLET FİKRİ VE ÜLKÜSÜYLE KAVGASI HİÇ BİTMEDİ”

Türk toplumunu her vesileyle bölüp parçalamak gayretinden asla vazgeçilmediğini söyleyen Dervişoğlu;  “Sağcı solcu dediler, Türkler ve Kürtler dediler, Aleviler ve Sünniler dediler. Laikler ve Dindarlar dediler. Hem dediler hem dedirttirdiler. Bu büyük milleti de söyleydikleriyle delirttiler… Bu iktidarın Cumhuriyetimizin millet fikri ve ülküsüyle kavgası hiç bitmedi. Millet ve milliyet fikrinin içini boşaltmak, boşalttıkları yere de kendi gayrımilli projelerini yerleştirmek için uğraşıp durdular.

“GAYRIMİLLİ BİR İÇ CEPHE KOALİSYONUNU DURDURMAYA ÇALIŞIYORUZ. BUNU BAŞARMAYA MECBURUZ!”

“Oy verdiğimiz partilerin değil, cebimizdeki nüfus cüzdanımızla edindiğimiz en büyük nimet olan Cumhuriyetin ve bu millete mensubu olmanın belki daha da önemlisi, eşit ve laik bir hukuk mantığıyla kurulmuş bir devlete sahip olmanın kıymetini hatırlayamadık” diyen Dervişoğlu; Şimdi bunu kaybetmenin eşiğinde, onu el birliğiyle uçurumdan atmaya çalışan gayrımilli bir iç cephe koalisyonunu durdurmaya çalışıyoruz. Bunu başarmaya mecburuz!  Çünkü bu vatan için gazi olanlara, şehit olanlara borçluyuz! Geride emanet bıraktıkları ailelerine, evlatlarına borçluyuz! Emanetin banisine, Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz!

“ŞİMDİLERDE ANLIYORUZ Kİ; BUGÜNÜN ÖZENLE SEÇİLMİŞ İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA DA ORANIN, YANİ ŞIRNAK’IN VALİSİYDİ!”

 

Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında girişilenlerin bir ilk olmadığını söyleyen Dervişoğlu; “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bu projeye hazırlamak” görevi için defalarca 1923 mucizesini ortadan kaldırmayı denediler. Önce 2009’da, sonra da 2013’de denediler. Avrupa Birliği kılıfıyla denediler, demokrasi kılıfıyla denediler. Ama bir türlü istedikleri kıvam ve tat ortaya çıkmadığı için seri üretime geçemediler. İlk denemelerinde yine aynı bugün olduğu gibi,  bölücübaşından açıklamalar ve mektuplar bekliyorlardı. Ağustos 2009’da teröristbaşına “yol haritası açıklattılar” Terör örgütü silah bırakacaktı, bunun için ilk tiyatro gösterisi de Ekim 2009’da Habur rezaleti olarak yaşandı. Hatırlayın, hatırlatın ve unutmayın! Şimdilerde anlıyoruz ki; bugünün özenle seçilmiş İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da oranın, yani Şırnak’ın valisiydi!”

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

“ERDOĞAN’A İHTİYACI OLAN HAYAT NEFESİNİ VEREN, KAYBETTİĞİ SEÇİMİ YOK SAYDIRTAN, BUGÜNKÜ EL İLE AYNI ELDİ…”

Bugün yeni paradigma denilen sürecin yeni olmadığının altını çizen Dervişoğlu; 

“1923 paradigmasını hedefe koyan bu güçler, 2013’de de aşklarının depreştiğini ve mücadelelerin ortaklaştığını ilan etmişlerdi. İşte meşhur çözüm süreci o zaman en yüksek perdeden ilan edildi. İmralı’ya heyetler aynı bugün olduğu gibi gidip geldi, hatırlayın… Sonra yine bölücübaşı mektupları okundu meydanlarda. “Cumhuriyet parantezini kapatmak” hedefiyle Canibaşı Apo ile dönemin Başbakan Erdoğan, ne kadar çok ortak noktaları olduğunu belgelediler tüm kamuoyuna. Af dendi, topluma geri dönüş dendi, barış dendi yine. Sonrası, 6-8 Ekim olaylarıdır. Gel gelelim, seçim takvimi yakınlaşırken; Erdoğan gelen verilere baktı ve “zehrin” kıvamını yine tutturamadıklarını anladı. 2015 seçimlerine yaklaşırken, Türk Milletinin haklı tepkileri yükselmişti. Erdoğan’sa elini yıkayıp sıyrılmanın yolunu aradı, Bu yüzden 2015’te çözüm sürecini yeniden rafa kaldırdı.  Bedelini, Hendek kalkışmasında şehit olan asker ve polisler Çatışmanın ortasında kalan on binlerce sivil vatandaşımız ödedi. Ve Tam O sıradaydı: “En erkeninden” diye erken seçim çağrısı yaparak, Erdoğan’a ihtiyacı olan hayat nefesini veren, kaybettiği seçimi yok saydırtan, bugünkü el ile aynı eldi…” dedi.

“TÜRKİYE’NİN BAŞINA KENDİLERİNİ KAYYIM OLARAK TAYİN ETTİLER”

15 Temmuz’u, sonrasındaki olağanüstü hâl sürecini ve referandumu hatırlatarak sözlerine devam eden Dervişoğlu; “Devlet acz içine düşürülürken bir korku imparatorluğu yaratıldı. Ve elbette kendi tasarladıkları üyelerden bile oluşsa, anayasa mahkemesini kapatmakla tehdit edebilir bir şuursuzluğa ulaştılar. Canlarının istediği şirketlere, dükkanlara nasıl çöküyorlarsa, belediyelere de aynı şekilde çökmeyi bir alışkanlık haline getirdiler. Türkiye’nin başına kendilerini kayyım olarak tayin ettiler ve bu kayyım düzeninde de, okulları sabunsuz, hastaneleri doktorsuz, mahkemeleri hükümsüz, milyonları aç ve perişan bıraktılar” dedi.

“İYİ PARTİ BAŞKA PARTİLERE BENZEMEZ. ONU YOK EDEMEZSİNİZ, ONU SİNDİREMEZSİNİZ, ONU YILDIRAMAZSINIZ”

“Ses çıkaranı hapse attılar, İtiraz edeni sürgün ettiler. Onaylamayanı yok ettiler” diyerek konuşasına devam eden Dervişoğlu; “Şimdi de bize gözlerini dikmişler. Bizi korkutacaklarını, yıldıracaklarını ve yok edeceklerini zannediyorlar. Buradan haykırıyorum. İYİ Parti başka partilere benzemez. Onu yok edemezsiniz, onu sindiremezsiniz, onu yıldıramazsınız” şeklinde konuştu.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

“15 TEMMUZ NEYSE, 22 EKİM 2024 TARİHİNDE BAŞLATILAN ‘KİRLİ ELLER SÜRECİ’ DE BİZİM İÇİN AYNIDIR”

 

“Filistin’de masumlar ölüyor diye yaygara kopartanlarla, 45 bin Gazzeli masumu katleden İsrail’in katliam makinesine odun atanlar nasıl aynıysa, sen Halep kalesine ve Şam-ı şerife bakarken; büyük laflar ve büyük komplolarla oyalanırken, senden Türklüğünü alacak olanlar da işte aynı ellerdir” ifadelerini kullanan Dervişoğlu;  “Büyük Türk Milleti, açıkça anlaşıldığı üzere geçtiğimiz yıllar hazırlanan ve aylar öncesinde tekrar zerk edikmeye başlanan bu zehir, bizim açımızdan her manasıyla bir kalkışmadır. Evet, ele geçirdikleri devleti sevk ve idare eden iktidar ve ortakları, Türk milletine karşı bir kalkışma içerisindedirler. 15 Temmuz neyse, 22 Ekim 2024 tarihinde başlatılan  “kirli eller süreci” de bizim için aynıdır. Çünkü hem devlet, hem de toplum aynı anda büyük bir girdabın, adeta bir karadeliğin içerisinde atılmıştır. Yaklaşık 3 aydır devam eden bu kalkışma, aslında kafalarında huniyle gezen bir avuç adama; “Aman hünkarım, kafanızdaki olsa olsa taçtır, tuğdur” demekle görevli dalkavuklar eliyle, devlet aklı diye yutturulan bir delirmişlik halidir. Ancak gülüp geçemeyeceğimiz, aman deyip bırakamayacağımız bir deliliktir bu” diye kaydetti.

“BEŞTEPE, BALGAT VE İMRALI AYNI HEDEF VE GAYEYLE BİRLEŞMİŞ, BİR ARAYA GELMİŞTİR”

 

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Bugün iktidar, avanesi ve ortakları, bebek katiliyle aynı noktaya gelmiş durumdadır. Görüldüğü ve işitildiği üzere; Beştepe, Balgat ve İmralı aynı hedef ve gayeyle birleşmiş, bir araya gelmiştir. Soru artık onların niyetleri ve hedeflerine dair değildir. Soru, aklında, kalbinde ve ruhunda; Atatürk’e şükran, sevgi ve minnet besleyenlerin, Cumhuriyetin vatandaşı ve Türk Milletinin bir mensubu olmaktan onur ve gurur duyanların, ne yapacakları, neye karar verecekleri ve hangi adımı atacakları meselesidir.”

“TÜRKİYE’Yİ İKİ TANE ADAM, BÜYÜK BELALARA SÜRÜKLÜYOR”

“Diyorlar ki, süreç Meclisten yürütülecekmiş; Millet Meclisinin hangi yetkisiyle hangi süreç yönetilecektir? Türkiye’yi iki tane adam büyük belalara sürüklüyor. Mecliste yetki mi kalmıştır. Bugün Meclis’in M’si kalmıştır. Diyorlar ki Barış olsun-muş? Bugün Barışın B’si yoktur. Çünkü İktidar, vatandaşlarına savaş açmıştır. Milletimiz, yoksullukla, işsizlikle, hayat şartlarıyla savaştadır. Adaletsizlikle, ahlaksızlıkla savaştadır. Ayakta kalmaya çalışmaktadır. Peki soruyorum, siz, hanginiz

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

kimle barışacaksınız? Neyin savaşını kimler vermiştir de, şimdi barış yapılacaktır? Öldürülen asker, polis, öğretmen, mühendis; Kürt, Türk, Alevi, Sunni savaşta mı ölmüşlerdir? Teröre savaş adını koymaya çalışanlar mı, Türkiye’ye barış getirecektir? Buradan ilan ediyorum Kandırmaya ve yerine koymaya çalıştığınız Millet değil, ahmak olan doğrudan doğruya sizsiniz. Millete akılsız muamalesi yapmayın. Akılsız olan da ahlaksız olan da sizlersiniz.”

“İMRALI CANİSİNİ SAL, ÖMÜR BOYU BAŞKANLIĞI AL!”

Yaşanan olaylarda birbirine bağlanan üç şeyin aynı anda gevelendiğini ifade eden Dervişoğlu; “Suriye-PKK-Anayasa Üçünün de bağlandığı noktayı tahmin etmen zor değildir.  İmralı Canisini sal, ömür boyu Başkanlığı al! Evet, o yüzden baki olan ve tekrarlanması gerek soru bellidir. Aklında, kalbinde ve ruhunda Atatürk’e şükran, sevgi ve minnet besleyenler, Cumhuriyetin vatandaşı, Türk Milletinin mensubu olmaktan onur ve gurur duyanlar ne yapacaklar, ne karar verecekler ve hangi adım atacaklardır?” dedi.

 

“KAMERALARA SIRITARAK EL SIKIŞMA POZLARI VERENLER BİLSİNLER Kİ; KESER DÖNER SAP DÖNER, GÜN GELİR HESAP DÖNER!”

 

Dervişoğlu, DEM Parti ile yapılan görüşmelere de değinerek şu şekilde konuştu: “Türk milletinin bağrına saplayacakları mızrak, hiçbir çuvala sığmayacak kadar büyüktür. Bu ihanet ortaklığına dahi millilik atfetmekten çekinmeyen cüret, emin olun ki o mızrağı saplarken de cüretinden taviz vermeyecektir. Bu alçaklığı meşrulaştırmak için kendilerini bu hayasızlığa paspas edenler yahut sessiz kalarak, başını öte yana çevirenler yahut kameralara sırıtarak el sıkışma pozları verenler bilsinler ki, keser döner sap döner, gün gelir hesap döner!”

“HİÇBİR GÖRÜŞME YA DA MÜZAKERE YAPMAYACAĞIZ!”

 

“Buradan bir kez daha şahsım ve partim adına ilan ediyorum: Elde ettikleri sayısal çoğunlukla, milli Mücadele’nin karargahı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesini yok sayan, bundan aldığı güçle, Türkiye Cumhuriyeti devletini saraya peşkeş çeken,  son olarak da üniter bütünlüğümüzü, milli bilincimizi ve millet kimliğimizi etnik ve bölgesel parçalara ayırmak yolunda olan bu iktidar ve ortaklarıyla, onların gönüllü, gönülsüz, bilinçli ya da şaşkın işbirlikçileriyle asla ve kat’a bir arada olmayacağız! Adına ne derlerse desinler, açılım, demokrasi veya anayasa bizim için hiç fark etmez. İhanet şebekeleriyle, millet ve cumhuriyet düşmanlarıyla, kapalı kapılar ardında hiç bir görüşme ya da

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

müzakere yapmayacağız! Bizim bu büyük milletten saklayacak bir planımız yok. Her şey bu milletin bilgisi dahilinde ve kamuoyuna açık bir biçimde yaşanacaktır”

“CUMHURİYETİ YIKTIRTMAYACAĞIZ! SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ!”

“Bu nesebi gayrı sahih planı, Mondros gibi, Sevr gibi yırtıp atmak için, sokaklarda, meydanlarda, mecliste; nerede ve nasıl gerekiyorsa her yerde mücadele etmek dönemi artık başlamıştır. Parolamız bellidir: Türkiye’yi Türksüzleştirmeyeceğiz!  Türk Milletini böldürtmeyeceğiz! Cumhuriyetin niteliklerini değiştirtmeyeceğiz! Cumhuriyeti yıktırtmayacağız! Sonuna kadar mücadele edeceğiz!”

DEVLET BAHÇELİ’YE: “ŞAHSINA BU ZAMANA KADAR GÖSTERDİĞİM SAYGIYI, OTURDUĞUN KOLTUĞUN GERÇEK SAHİBİNE DUYDUĞUM VEFANIN SADAKASI SAYMANI TEMENNİ EDİYORUM”

 

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de seslenerek şu ifadeleri kullandı:  “Yeri değil belki ama bilinmesini isterim ki; bundan sonra hak etmeyen bazı insanlara nezaket ve saygı göstermekten vazgeçip geri duracağım. Zira kendisine gösterilen nezaketi suiistimal edenler var. Aldığımız aile terbiyesi ve geçmişimize olan saygımızdan ötürü sergilediğimiz hassasiyeti istismar ederek bunu fırsatçılığa çevirmekten utanmayanlar var. Buradan kendilerine sesleniyorum: benim saygım, sana değil oturduğun koltuğadır. Çünkü ben o koltuğun ilk ve gerçek sahibini tanıyorum ve ona hizmet etmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. Oradan bana hakaret yağdırıyorsun ya şahsına bu zamana kadar gösterdiğim saygıyı, oturduğun koltuğun gerçek sahibine duyduğum vefanın sadakası saymanı temenni ediyorum. Bu kadarı sana yeter, fazlası da zaten bana yakışmaz! İYİ Parti’ye fırıldak diyor, beyefendiye bakar mısın? Biz seni topaç gibi kimlerin çevirdiğini bilmiyor muyuz zannediyorsunuz?”

“İYİ PARTİ SEÇMENİ DIŞINDA HESAP VERDİĞİ BAŞKA BİR MAKAMI OLAN BİRİ VARSA BİLSİN Kİ, ONUN ARAMIZDA BU SAATTEN SONRA YERİ YOKTUR”

Parti içine yönelik mesajlar veren Dervişoğlu, şöyle kaydetti:  “Vatandaşlarımıza olduğu kadar, seçmenimize karşı da bir sorumluluğumuz olduğu unutulmamalıdır. Bunun hilafına bir hareket planı olan başka türlü hesapları olan veya İYİ Parti seçmeni dışında hesap verdiği başka bir makamı olan biri varsa bilsin ki, onun aramızda bu saatten sonra yeri yoktur. Çünkü, büyük bir milli mücadele veriyoruz. Milli mücadele zamanlarında ihanete merhamet olmaz. Kendisini seçen oyların ne manaya geldiğini hala bilmeyen varsa, o seçmenlerin verdiği meclis vazifesinin neyi gerektiğini anlamayan, yahut bu

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

mücadeleyi vermek yerine, bundan kaçmayı tercih edenler varsa size açık olan kapıların nereler olduğu tarafımızdan malumdur.”

“BİZE, CESARETİ VE ŞEREFİ 3 GRAM OLANLAR LAZIM DEĞİLDİR. BU PARTİ SİYASETÇİYİM DİYE POZ KESMEYE ÇALIŞANLARIN FOTOĞRAF STÜDYOSU SAYILMAMALIDIR”

 

“O kapılarda, yakasında taşıdığı milletvekili rozetinin ağırlığını kuyumcu tartısındaki rakamdan ibaret görenlere aynı tartıyla gramajı yüksek rozetler takmak isteyenler de vardır. Bize, cesareti ve şerefi 3 gram olanlar lazım değildir. Bu parti siyasetçiyim diye poz kesmeye çalışanların fotoğraf stüdyosu sayılmamalıdır! Biz, milletinden ve seçmeninden başka hiç kimseye bir borcu olmayanların, kafasına da bu memleketten başka hiçbir şeyi takmayanların partisiyiz. Bizi kuran ahlak ve vicdan budur. Bize 2018 seçimlerinde bismillah diyerek bugüne kadar verilen oylar da bunun içindir.”

“ARTIK SABRIMIN SONUNA GELDİM. BENİM DE ARTIK BUNLARI HOŞGÖRÜYLE KARŞILAMAYA TAHAMMÜLÜM YOKTUR!”

“Kimse kendisini, bu büyük vefanın ve alın terinin üzerinde görme cüretine kapılmasın. Kimse Türk Milletine, onun devleti, gafillerce ele geçirilmişken, onun varlığına karşı topyekûn bir kalkışma yapılıyorken, kahve dedikodularıyla sosyal medya şovmenliği yaparak kahramanlığa kalkışmasın. Niyeti iyi olanlar da, amellerini aynı iyilikte ölçsün ve biçsinler! Aksine ihtiyacımız yoktur! Bilinsin ki, kimler İYİ Parti içinde beyhude sorunlar yaratmak istiyorsa, onlar Türk Milletine sorun diye bakıp sorun yaratanlarla bir ve aynı kişiliklerdir. Ve bu mücadelenin otağı olan İYİ Parti’nin hiçbir şart ve zeminde o ahlak yapısına sahip insanlara ihtiyacı yoktur!  Artık sabrımın sonuna geldim. Benim de artık bunları hoşgörüyle karşılamaya tahammülüm yoktur!”

“BUGÜNDEN TEZİ YOK GİDENLERLE DEĞİL, GELENLERLE MEŞGUL OLACAKSINIZ”

 

“Hürriyeti 3 kişi getirdi. Kurtuluş savaşını 19 kişi başladı. Ben bugün burada kimlerle berabersem, yarınlarda da onlarla beraber olmaya devam edeceğim” diyerek konuşmasına devam eden Dervişoğlu; “Milletimiz Mahmut Şevket Paşa gibi soruyor, düşünüyor, kahroluyor! “Vatan gidiyor! Millet mahvoluyor! Ne duruyoruz, biz de cesaret, biz de hamiyet yok mu?” Soruyorum. Cevap verin!  Türk milletini bölmeye çalışıyorlar, böldürecek miyiz? Cumhuriyeti yıkmaya çalışıyorlar, yıktıracak mıyız? Türk Yurdundan yurt istiyorlar, verecek miyiz?   O zaman bugünden tezi yok gidenlerle değil, gelenlerle

meşgul olacaksınız. Türk Milletine olan görevinizi sorumluluğunuzu unutmayacaksınız İYİ Parti’yi bekleyen tarihsel göreve dört elle sarılacaksınız.

“MİLLETİMİZE OLAN ÇAĞRIMI TEKRARLIYORUM: SEVDASI TÜRKİYE, KAYGISI TÜRK MİLLETİNİN GELECEĞİ OLAN, CUMHURİYET DEĞERLERİNE BAĞLI VE SORUMLULUK SAHİBİ HERKESİ BİZİMLE BİRLİKTE MÜCADELE ETMEYE DAVET EDİYORUM”

 

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, konuşmasına şu sözlerle son verdi: “Unutmayın!  Tarih bizi, milletin kurtuluş yolunu açmaya memur; çağ bizi, milletin evini büyütmeye mecbur; devir bizi, milli mücadeleyi güçlendirmeye mahkûm etmiştir.  O halde bu yolu hep birlikte yürüyeceğiz, bu evi elbirliğiyle büyüteceğiz, bu cepheyi inançla, inatla ve yüksek bir iradeyle genişleteceğiz. Milletimize olan çağrımı tekrarlıyorum: sevdası Türkiye, kaygısı Türk milletinin geleceği olan, Cumhuriyet değerlerine bağlı ve sorumluluk sahibi herkesi bizimle birlikte mücadele etmeye davet ediyorum. Nefislerimiz ayaklarımızın altında, ideallerimiz başımızın üstündedir. Bu devran değişecek, bu düzen böyle gitmeyecek, tek adamlık son bulacaktır. “Nâ-merd olayım bu çarka eğer minnet edersem, Senin zulmünle kederlenirim mi sanırsın? Allah’a tevekkül edenin yâveri Hak’dır, Bu gönül, Bu Millet, elbet bir gün olur şâd olacaktır.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.